BİTLİS’in Adilcevaz ilçesi sınırlarında bulunan Van Gölü derinliklerinde çekilen su altı fotoğraflarının yer aldığı sergi açıldı.
BİTLİS’in Adilcevaz ilçesi sınırlarında bulunan Van Gölü derinliklerinde çekilen su altı fotoğraflarının yer aldığı sergi açıldı. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Van Gölü’nün zenginliklerini ortaya çıkarmak, bilimsel eserleri ortaya koymanın uzun soluklu çalışmalar gerektirdiğini belirterek, “Gölün derinliklerinde tespit ettiğimiz mikrobiyalitleri sergiliyoruz. 15 gün boyunca halka açık kalacak” dedi.
600 bin yıllık geçmişe sahip Van Gölü’nün derinliklerinde yıllarca yapılan dalışlar sonucunda sahil şeritlerine yakın bölgelerde suların yükselmesi sonucu su altında kalan birçok yapıya ve batıklara ulaşıldı. Van ve Bitlis’te profesyonel dalgıçlar tarafından, Van Gölü’nün derinliklerinde tespit edilerek fotoğrafları çekilen mikrobiyalitlerin yer aldığı sergi açıldı Adilcevaz Kaymakamlığı, Su altı Fotoğrafçılar ve Filmcileri Derneği (SUFOD) ve Adilcevaz Kültür, Sanat ve Turizm Derneği’nin çalışmaları sonucunda elde edilen 40 fotoğraf, 15 gün boyunca sergilenecek.
İlçe Kaymakamlığında düzenlenen sergiye Kaymakam İsmail Demir, Bulanık Kaymakamı Mehmet İlidi, Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, Adilcevaz Belediye Başkanı Necati Gürsoy, Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, SUFOD Başkanı Ateş Evirgen, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Adilcevaz Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Cumali Birol ve kurum amirleri katıldı.
‘GÖLÜN DERİNLİKLERİNDE TESPİT EDİLEN MİKROBİYALİTLER SERGİLENDİ’
Kaymakamlık girişindeki sergi açılışı ve serginin gezilmesinin ardından Adilcevaz Kaymakamlığı Konferans salonunda kısa film gösterimi yapıldı. Programda konuşan Adilcevaz Kaymakamı İsmail Demir, şunları söyledi:
“Günümüz dünyasında her şehrin bir tarihi, kültürel dokusu, ruhu ve hikayesi var. Bizler de şirin ve mütevazi ilçemiz Adilcevaz’ın doğal zenginliklerinden istifade ederek, bir hikaye yazmak istedik. Bunu da 3’lü sac ayağına oturttuk. Öncelikle Adilcevaz sahillerindeki su altındaki mikrobiyalit sahalarının su altı parkı ilan edilmesi için bakanlığımıza başvurumuzu yaptık. Bunun, Türkiye’de tek bir örneği var. O da Gelibolu’da. Daha sonra mikrobiyalitlere farkındalığı arttırma adına Su Altı Fotoğrafçıları ve Filmcileri Derneği’nin Adilcevaz sahillerinde çekmiş oldukları fotoğraflarla bir sergi yapmak istedik. Bu anlamda hem mikrobiyalitlerin tanıtılması adına hem de Adilcevaz isminin duyurulmasını istedik. Sac ayağının son halkasında da bir dalış okulu ile halkayı tamamlamak istiyoruz. Hedefimizin gerçekleştirilmesi halinde, ilçemiz dalış turizmi açısından önemli bir merkeze dönüşeceğine inanıyoruz. Bizler, belediye başkanımızla, STK’larımızla, mesai arkadaşlarımızla yeni bir vizyon ortaya koymaya çalıştık. Bu vizyona destek veren, bize cesaret veren sayın valimize şükranlarımızı sunuyorum. Yine bu serginin ilde tanıtılabilmesi için üniversitenin kapısını açan Bitlis Eren Üniversitesi Rektörümüze teşekkür ediyorum”
‘İÇ SULARIMIZI GÖZ ARDI ETMİŞİZ’
SUFOD Başkanı Ateş Evirgen ise, ” Artvin’den Hatay’a kadar gez gez bitmeyecek bir Türkiye. Baktık ki; her şeyin bir tekrarı oluşuyor. Fakat iç sularımızı göz ardı etmişiz. İç sularımızda fotoğraf çekmeyi bizi teşvik etti. Daha önce arkadaşlarımız birkaç çalışma yapmışlar. Van Gölü çok zengin bir göl. Biz bunun değerini bugüne kadar göz ardı etmişiz. Bundan sonra özellikle bizler su altı fotoğrafçıları derneğimizin bir sözü var. Ne zaman burada bir şey yapmamız gerekiyorsa, davet yapıldığı zaman buna karşılık yapacağız. Yapılacak çok şey var, bunun farkındayız” diye konuştu.
BOYU 100 METREYE YAKLAŞAN MİKROBİYALİTLER
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı da Van Gölü’nün zenginliklerini ortaya çıkarmak, bilimsel eserleri ortaya koymanın uzun soluklu çalışmalar gerektirdiğini belirterek, şöyle konuştu:
‘Çok şükür İnci kefali balığı dünyanın bildiği bir marka haline geldi. Van’a gelmeden önce 1991 yılında çok meşhur bir bilim dergisinde makale yayınlandı. ‘Dünyanın en büyük mikrobiliyatleri Van Gölü’nde’ diye, bir Alman bilim insanı yayımladı. 1991 yılına kadar dünyada bilinen mikrobiyalitlerin en büyüğü 4 – 4,5 metre Pavilion gölünde. O makaleler diyor ki; özellikle Adilcevaz yakınlarında boyu 100 metreye yaklaşan mikrobiyalitler var. Bu bilim tarihinde bilinen görülen ve kabul edilebilen bir şey değil. 2013 yılında Van depreminden sonra Şahika Ercümen Van’da beni ziyaret etti ve ne yapabileceğini söyledi. Ben de Van Gölü’nde bir rekor denemesini yapmasını söyledim. O zaman ki Valimiz Münir Karaloğlu destek oldu ve Şahika Ercümen bir dalış yaptı. 61 metre dünya rekorunu Akdamar Adası yakınlarında kırdı. Şahika Ercümen’in dalışı esnasında suyun altında ilginç yapılarla karşılaştık ve fotoğrafladık. Onları gördükten sonra suya girmek isterdim. Eğitim aldıktan sonra dalış yaptım ve 12 metre derinlikte mikrobiyalitleri gördüm. Mikrobiyalitler aslında o kadar büyük bir değer ve o kadar kıymetli ki; biz sadece Van Gölü’nün balığına odaklanmışız. Van Gölü’nün balı var ve bunun yememiz gerekiyor. Bu bal suyun altında. Ateş Evirgen ve Savaş Karakaş bunlar dünyadaki dalış turizmini bilen insanlar ve her yerde daldılar. Bugüne kadar böyle bir yapıyla hiçbir yerde karşılaşmadılar. Bütün dünyadaki dalış camiası şimdi mikrobiyalitleri merak ediyor. Bu fotoğraflar yayınladıktan sonra dalgıçlar kaymakamlığı arayacak. Dalış gerçekleştirmek isteyecekler. Buraya dalış okulu ve dalış teknesi lazım. Ahlat’a da lazım. Orada da mikrobiyalit alanları var. Van Gölü’nün çevresindeki ilçelerin tamamına dalış okulu lazım. Mikrobiyalitleri ortaya çıkardık şimdi bunu korumamız lazım.”
Sergi kapsamında Bitlis Eren Üniversitesi’nde de çalıştay düzenlenecek.
Kaynak: DHA