Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden göçerler, hayvanlarını yaz döneminde yaylada beslemek amacıyla, zengin bitki örtüsüne sahip Muş’a gelmeye başladı.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden göçerler, hayvanlarını yaz döneminde yaylada beslemek amacıyla, zengin bitki örtüsüne sahip Muş’a gelmeye başladı.
Serin havası, su kaynakları ve bereketli otlaklarıyla hayvan yetiştiricilerinin ilgisini çeken Muş’taki yayla ve meralar, havaların ısınmasıyla rengarenk çiçeklerle bezendi, yeşilin tüm tonlarının görülebildiği güzelliğe büründü.
Küçükbaş hayvancılığın yaygın yapıldığı kentte 5 ay boyunca hayvanlarını karın üzerinde yemleyen besiciler, onları meraya çıkardı.
Yazın sıcak geçtiği illerde yaşayan göçerler ise bölgeye gelmeye başladı. Bölgeye mayıs ayında gelip yaz boyunca serin yaylalarda binlerce hayvanı otlatarak yemden tasarruf eden göçerler, yoğurt, tereyağı, peynir gibi ürünleri satarak gelir elde ediyor.
“Sıcak bölgelerdeki besiciler buradaki meralara akın ediyor”
Muş Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Gün, AA muhabirine, kentin 866 bin hektar arazi varlığına sahip olduğunu söyledi.
Kentte 366 bin hektar meranın, 51 bin hektar da çayırın bulunduğunu ifade eden Gün, şöyle konuştu:
“Muş’ta 1 milyon 250 bin küçükbaş hayvanımız bulunuyor. Küçükbaş hayvancılığın ekonomik değerinin olabilmesi için meralar çok önemli. Muş, bu anlamda en elverişli illerden biri. Mayıs ayında hayvanlar meralarımızda otlatılmaya başlanıyor. Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki sıcak illerde yaşayan besicilerimiz buradaki meralara akın ediyor. Şu anda kaba yemimizin yüzde 78’i mera ve çayır alanlarından karşılanıyor. Yonca ekiminde de Türkiye’de dördüncü sıradayız. Özellikle Güneydoğu Bölgesi’ndeki besicilerimiz yazın serin olduğu için Muş’u tercih ediyor. Mayıs ayından itibaren diğer illerden getirilen 330 bin küçükbaş hayvan Muş’taki meralarımızdan faydalanmaktadır.”
“Çiftçilerin yüzü güldü”
Muş Ziraat Odası Başkanı Hakim Yıldırım, uzun süren kış mevsiminin ardından meraların canlanmaya başladığını belirtti.
Hayvanların meralara çıkarılmasıyla besicilerin yem almaktan kurtulduğunu anlatan Yıldırım, “Bu, besiciler için sevindirici bir durum. Geçen yıl kuraklık vardı. Bu yıl beklediğimiz yağışlar oldu. Bunun ekonomik açıdan da çiftçilere katkısı oldu. Muş Ovası, Türkiye’nin en büyük üçüncü ovası. Yem bitkisi Muş’un hayvanlarına yetecek kadar var. Muş Ovası hayvanlarla şenlendi, bu da bizi mutlu etti.” dedi.
“Muş’un mera ve yaylalarında 4 ay kalacağız”
Diyarbakır’dan Muş’a gelen göçerlerden Muharrem Göç ise kışın Diyarbakır’ın yayalarında hayvanlarını otlattığını dile getirdi.
Yazın serin olduğu için Muş’un yaylalarına geldiklerini ifade eden Göç, şunları söyledi:
“Muş Ovası’nda otlar daha fazla yeşerdiği için buraları tercih ediyoruz. 4 ay boyunca Muş’un mera ve yaylalarında kalacağız. Sonra tekrar Diyarbakır’a döneceğiz. İki gün önce Muş Ovası’na giriş yaptık. Şimdi de yaylalara çıkacağız. 1000’e yakın koyunumuz var. Hayvanlardan burada daha çok verim alıyoruz. Sütü ve peyniri daha güzel oluyor.”
“Karların erimesiyle Muş Ovası şenlendi”
Mardin’in Midyat ilçesinden gelen Kazım Kaçar da yıllardır besicilik yaptığını ve Muş Ovası’na geldiğini söyledi.
Muşlu besicilerden Emrah Yüzgüllü ise “Kışın 5 ay boyunca hayvanlarımızı ahırda besledik. Bu bizim için çok masraflı oluyor. Muş Ovası’nın yeşermesiyle hayvanlarımızı meralara çıkarmaya başladık. Şimdi koyunların bize masrafı yok. Karların erimesiyle Muş Ovası şenlendi. Geçen yıl kuraklıktan dolayı çok sıkıntı çektik. Bu yıl bereketli bir yıl geçirmeyi ümit ediyoruz. Hayvanları ovada otlattığımız için çok mutluyuz.” ifadelerini kullandı.