Bitlis’in Ahlat ilçesinde bulunan UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda ziyaretçi yoğunluğu yaşanıyor.
Bitlis‘in Ahlat ilçesinde bulunan UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda ziyaretçi yoğunluğu yaşanıyor.
Birçok medeniyetin izlerini taşıyan, ülke ve bölgenin kültür turizminde önemli bir destinasyonu olan UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı, ziyaretçilerini tarihi yolculuğa çıkarıyor.
210 dönüm alanda, en büyük Türk İslam mezarlığı özelliğine sahip Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı, 8 bin 200 mezar taşı ve üzerlerindeki yazılar, kabartmalar ve oymalarla ziyaretçilerin dikkatini çekiyor.
Dünyadaki üç “Kubbet-ül İslam”dan (İslamiyet’in kubbeleri) biri, Türklerin Anadolu’ya girişinin kapısı ve “Anadolu’nun tapusu” olarak bilinen Ahlat, bünyesinde barındığı Selçuklu Meydan Mezarlığı ile her yıl çok sayıda yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlıyor.
“Ahlat, Türk’ün özüdür”
İsmail Demirbaşı, AA muhabirine, mezarlığı ziyaret etmek için Yozgat‘tan geldiklerini söyledi.
Ahlat’a ecdadı görmeye geldiklerini belirten Demirbaşı, şöyle konuştu:
“Çanakkale Şehitlik Abidesi’ni görmeden önce geçmişinizi görünüz. Ecdadımızın ne şartlarda at sırtında cenk ettiğini görüyorsunuz. Anadolu’ya açılan pencere Ahlat’tır. Türklerin ve Türk’ün büyük şehri. Ahlat, Van Gölü kenarında gerçekten görülmeye değer bir turizm kenti. Geçmişi ve tarihini hiçbir zaman tartışmıyorum. Türk’ün özüdür. 5 bin yıllık tarihi var. Tarihimizi ve ecdadımızı yerinde bir bir koklayalım.”
Hatay‘dan gelen Halim Alıcı da Ahlat’ın tarihi ve güzel yerlerini görmek için geldiklerini belirterek, “Gezdik, gördük ve gururlandık. Ecdadımız burada uzun yıllar mücadele etmiş. Çok duygulandık.” dedi.
Ailesiyle Hatay’dan gelen Vedat Alıcı da memleketlerinden uzak ve tarihi dokusu olan Ahlat’ta geldiklerini kaydetti.
“Geçmişimizi ve tarihimizi öğrendik. Gelip buralarda yaşamak istiyoruz.” diyen Alıcı, şunları söyledi:
“Mezarlığımızı gördük. Atalarımızın nasıl cenk edip bugünler için savaştığını gördük. Çocuklarımız bu bilgilerle donanımlı şekilde tarihini öğrenirse geleceğimize de aydınlık getireceğini düşünüyorum. Bu bilgilerle tarihi yaşayan gençlerin aydınlanmasını istiyoruz. Bitlis’imiz tarihi bir doku. Ahlat’ın hem Türkiye hem de dünyaya aktarılmasını istiyoruz. Buraya geldiğimizde tarihi tam yaşıyoruz. Burada günümüzün yenilikleri yok, tamamıyla tarihi doku var. Şehrin her tarafında tarihi doku var.”